ArTıK 2/B SıNıFıYıZ!

ŞiiRLeRiM ve FORUM

=> Daha kayıt olmadın mı?

Forumumuza HoşGeLDiNiZ!


ŞiiRLeRiM ve FORUM - SON YAPRAK

Burdasın:
ŞiiRLeRiM ve FORUM => Sizden Gelenler => SON YAPRAK

<-Geri

 1 

Devam->


MooNLiGhT (Ziyaretçi)
08.05.2011 22:13 (UTC)[alıntı yap]
SON YAPRAK

Ülkenin batısındaki küçük bir mahallenin bir sokağının neredeyse
tamamı ressamlardan oluşmaktaydı. Bu mahallede, üç katlı bodur bir
tuğla yığınının tepesinde iki kız arkadaşın stüdyoları
bulunmaktaydı.
Alt katlarında ise yaşlı bir ressam otururdu.
Günlerden bir gün kız arkadaşlardan biri zatürree hastalığına
yakalandı.
Genç kız günden güne eriyordu. Bir gün, arkadaşı resim yaparken o
da
yatağında pencereden dışarı bakıyor ve sayıyordu...

Geriye doğru sayıyordu; "Oniki" dedi, biraz sonra da "onbir";
arkasindan "on", sonra "dokuz"; daha sonra, hemen birbiri ardina
"sekiz" ve "yedi".Arkadaşı merakla dışarı baktı. Sayılacak ne vardı acaba?
Görünürde sadece kasvetli, bomboş bir avlu ile altı yedi metre
ötedeki
tuğla evin çıplak duvarı vardı. Budaklı köklerinden çürümüş, yaşlı

yaşlı bir asma, tuğla duvarın yarı boyuna kadar tırmanmıştı.

Dönüp arkadaışna "Neyin var?" diye sordu. Hasta kız fısıltı
halinde"
altı"
dedi."Artık hızla düşüyorlar. Üç gün önce neredeyse yüz tane vardı.
Saymaktan başıma ağrı giriyordu. Ama şimdi kolaylaştı.
İşte biri daha gitti. Topu topu beş tane kaldı şimdi."
''Beş tane ne?" diye sordu arkadaşı. "Yapraklar, asmanın
yaprakları.
Sonuncusu da düşünce, ben de mutlaka gideceğim. Hissediyorum
bunu."

Arkadaşı ona saçmalamamasını söyleyip içmesi için çorba götürdü.
Fakat o: "İşte bir tanesi daha gidiyor. Hayır, çorba filan
istemiyorum.
Bununla geriye dört tane kaldı. Hava kararmadan sonuncusunun da
düştüğünü görmek istiyorum.. Ondan sonra ben de gidecegim."
diyerek
cevap verdi.

Genç kız uykuya daldığında arkadaşı da alt katta ki yaşlı ressama
ziyarete gitti. Bu sırada yaprak olayını da anlattı yaşlı adama.
Yukarı çıktığında arkadaşı uyuyordu. Ertesi sabah hasta kız hemen
arkadaşına perdeyi açmasını söyledi. Ama hayret! Hiç bitmeyecekmiş
gibi gelen upuzun gece boyunca aralıksız yağan yağmur ve şiddetle
esen
rüzgârdan sonra, bir asma yaprağı hâlâ yerinde duruyordu.

Sapına yakın tarafları hâlâ koyu yeşil kalmakla birlikte, testere
ağzı
gibi tırtıllı kenarlarına ölümün ve çürümenin sarı rengi gelmiş
olan
yaprak, yerden altı yedi metre yükseklikteki bir dala yiğitçe
asılmış
duruyordu.
"Bu sonuncusu" dedi hasta kız."Geceleyin mutlaka düşer diye düşünmüştüm.
Rüzgârı duydum. Bugün düşecektir, o düştüğü an ben de öleceğim."
Ağır ağır geçen gün sona erdiğinde onlar, alacakaranlıkta bile,
asma
yaprağının duvarın önünde sapına tutunmakta olduğunu
görebiliyorlardı.

Derken şiddetli yağmur tekrar başladı. Hava yeteri kadar
aydınlanır
aydınlanmaz, genç kız hemen perdenin açılmasını istedi. Asma
yaprağı
hâlâ yerindeydi. Genç kız, yattığı yerden uzun uzun yaprağı
seyretti.
Sonra
arkadaşına seslendi. "Münasebetsizlik ettim. Benim ne kötü bir
insan
olduğumu göstermek istercesine, bir kuvvet o son yaprağı orada
tuttu.

Ölümü istemek günahtır. Şimdi biraz bana çorba verebilirsin."
dedi.
Akşamüstü gelen doktor ayrılırken; şimdi alt kattaki bir hastaya
bakmam gerekiyor. Yaşlı bir ressammış sanırım. O da zatürree.
Yaşlı adamcağız çok ağır bir durumda, kurtulma umudu yok ama daha
rahat eder diye bugün hastaneye kaldırılıyor dedi.

Ertesi gün doktor : "Tehlikeyi atlattınız, siz kazandınız." dedi.
O gün öğleden sonra arkadaşı artık iyileşmiş olan arkadaşına alt
kattaki yaşlı adamı anlattı. Yaşlı adam iki gün hastanede
yattıktan
sonra ölmüş.

Hastalandığı günün sabahı kapıcı onu, odasında sancıdan
kıvranırken
bulmuş. Pabuçları, elbisesi baştan aşağı sırılsıklam, her yanı buz
gibi bir haldeymiş. Öyle korkunç bir gecede nereye çıktığına akıl
sır
erdirememişti kimse. Sonra, hâlâ yanık duran bir gemici feneri,
yerinden sürüklene sürüklene çıkarılmış bir portatif merdiven, bir
de
üstünde birbirine karışmış sarı, yeşil boyalarla bir palet ve sağa
sola saçılmış bir kaç fırça bulmuşlar. O zaman o son yaprağın
sırrı da
çözüldü. Rüzgâr estiği zaman bile yerinden oynamayan yaprak, yaşlı
ressamın şaheseriydi. Yaşlı adam, son yaprağın düştüğü gece oraya
bir
yaprak resmi yapıp yapıştırmıştı.

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 772
Bütün postalar: 929
Bütün kullanıcılar: 41
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
Bugün 96 ziyaretçi (112 klik) sitemizi ziyaret etti!



















Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol